Guidelines Compliance and Results in Intensive Care Follow-Up of Patients with Acute Respiratory Distress Syndrome (ARDS)


Creative Commons License

Gönderen K., Yıldırım F., Başarık Aydoğan B.

Ulusal Akciğer Sağlığı Kongresi, Antalya, Turkey, 11 - 15 March 2020, pp.200

  • Publication Type: Conference Paper / Summary Text
  • City: Antalya
  • Country: Turkey
  • Page Numbers: pp.200
  • Kütahya Health Sciences University Affiliated: Yes

Abstract

Giriş-Amaç : Günümüzde Akut solunum sıkıntısı sendromu (ARDS) yönetimindeki gelişmelere ve rehber önerilerine rağmen ARDS mortalitesi hala yüksektir. Bu çalışmada ARDS hastalarının yoğun bakım ünitesindeki (YBÜ) sonuçlarının yanı sıra ARDS ağırlığına göre tedavi modaliteleri ve rehberlere uyumluluk araştırıldı. Gereç ve Yöntem : Bu gözlemsel, üç merkezli (2 dahili YBÜ, 1 cerrahi YBÜ), prospektif çalışmaya Ocak 2019-Kasım 2019 tarihleri arasında YBÜ kabülünde ya da YBÜ takibi sırasında ARDS tanısı alan, 18 yaşından büyük 45 hasta dahil edildi. Hastaların demografik ve klinik özellikleri, ARDS etiyolojileri, tedavi modaliteleri ve YBÜ sonuçları kaydedildi. ARDS tanısı ve ciddiyeti Berlin 2012 kriterlerine göre belirlendi, şüpheli olgularda transtorasik EKO ve toraks bilgisayarlı tomografiden faydalanıldı. Bulgular : Hastaların ortalama yaşı 59,1±18,6 yıl; %57,8’i (n=26) erkek, %42,2’si (n=19) kadın; %66,7’si (n=30) yatış anında ARDS tanısı alırken,%33,3’ü (n=15) YBÜ yatışı sırasında ARDS tanısı almıştı. Hastaların %73,3’ü (n=33) primer ARDS iken,%26,7’si (n=12) sekonder ARDS idi.En sık primer ARDS nedeni %48,8 ile toplum kökenli pnömoni; en sık sekonder ARDS nedeni %20 ile sepsis idi.ARDS tanısı konulduğunda hastaların %4,4’ü (n=2) hafif ARDS,%44,4’ü (n=20) orta ARDS,%51,1’i (n=23) ağır ARDS idi. Hastaların %84,4’üne (n=38) İnvaziv mekanik ventilasyon (İMV);4 hastaya hem NİMV hem yüksek akış nazal oksijen (HFNO) tedavisi,3 hasta yalnızca HFNO tedavisi uygulanmıştı. İMV uygulanan hastaların %55,3’üne (n=21) ARDS tanısı konulduğu andan itibaren akciğer koruyucu MV uygulanmıştı. Ortalama TV 6,2±1,2 ml/İVA idi.Ağır ARDS olgularının %69,6’sına (n=16) yüksek PEEP (>12 cmH20); %52,2 (n=12) nöromüsküler blökor; %34,8’ine (n=8) pron pozisyon uygulanmıştı.2 hastaya ECMO uygulanmıştı. En sık kullanılan sedatif ajanlar midazolam (%22,2) ve propofol (%22,1);en sık kullanılan NMB roküronyum bromür (%47,8) idi. Hastaların %44,4’ü (n=20) kaybedildi. Kaybedilen hastaların %65’i (n=13) ağır ARDS,%35’i (n=7) orta ARDS idi. Kaybedilen hastaların ARDS tanısı konulduğu günkü SOFA skoru (5,9±3,3 vs 4,0±2,2; p=0,027) daha yüksek; PaO2/FİO2 oranları daha düşük (94,3±24,6 vs 11,8±46,8 mmHg; p=0,04) idi. Tartışma-Sonuç : ARDS hastalarının yönetimine ilişkin bu çalışmamızda hastalara uygulanan tedavi modalitesini belirleyen ana unsurun PaO2/FİO2 mmHg oranıdır. Rehberlere uyumlu olarak ağır ARDS hastalarında kurtarıcı tedaviler daha sıklıkla kullanılmaktadır.