8. INTERNATIONAL SCIENTIFIC RESEARCH AND INNOVATION CONGRESS, Baku, Azerbaijan, 22 - 23 June 2024, pp.153-161
Reproductive health (RH) is one of the most important parts of women's overall well-being and
health. Women's reproductive health is not limited to women, but also includes the health of a
nation's future generation of children. The Committee on Climate Change and Climate Crisis
has identified climate change as one of the most threatening concerns for various aspects of
public health since the second half of the 19th century. The impact of climate change and
climate crises on human life is strikingly high. The World Health Organization (WHO)
estimates that the climate crisis will kill more than 250,000 people a year between 2030 and
2050. According to the International Organization for Migration (IOM), about a quarter to a
billion people will migrate due to climate change and climate crisis and natural disasters by
2050, and 80% of these displaced populations will be women migrants. Women in general face
more climate-related health risks than men, especially in low- and middle-income countries.
This is because they are more vulnerable to natural hazards and have poor health-seeking
behaviors due to patriarchal and cultural norms. Researchers have reported that exposure to
heat waves and air pollution increases the risk of adverse pregnancy outcomes (such as low
birth weight and spontaneous abortion). The situation is even worse for women living in lowincome households in rural areas where patriarchal norms prevail. The impact of climate change
and the climate crisis on people and the entire planet is multifaceted, from degraded ecosystems
to rising sea levels. Research has shown that the frequency and magnitude of natural disasters
(such as floods, landslides and avalanches) are increasing due to climate change. The literature
review shows that Climate change and the climate crisis have a wide range of detrimental
impacts on women's reproductive health. It is understood that research shows that human
activities lead to environmental degradation, leading to climate and environmental change over
long periods of time and ultimately affecting women's reproductive health. The literature shows
that climatic and environmental factors have an impact on various stages of women's
reproductive life
Üreme sağlığı (ÜS), kadınların genel refahı ve sağlığının en önemli parçalarından biridir.
Kadınların ÜS 'ı sadece kadınlarla sınırlı olmayıp, bir ulusun gelecek nesli olan çocuklarının
sağlığını da kapsamaktadır. İklim değişikliği ve iklim krizi komitesi,iklim değişikliğini 19.
yüzyılın ikinci yarısından bu yana halk sağlığının çeşitli yönleri için en tehdit edici endişelerden
biri olarak tanımlamıştır. İklim değişikliği ve iklim krizlerinin insan yaşamı üzerindeki etkisi
çarpıcı bir şekilde yüksektir. Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) tahminine göre, iklim krizi
2030-2050 yılları arasında yılda 250 binden fazla insanın ölümüne yol açacaktır. Uluslararası
Göç Örgütü (UGÖ) göre, 2050 yılına kadar yaklaşık çeyrek ila bir milyar kişinin İklim
değişikliği ve iklim krizi ve doğal afetler nedeniyle göç edeceğini öngörmekte ve yerinden
edilmiş bu nüfusun %80'ini kadın göçmenler olacağını belirtmektedir. Özellikle düşük ve orta
gelirli ülkelerde yaşayan kadınlar genel olarak erkeklere kıyasla iklimle ilgili daha fazla sağlık
riskiyle karşı karşıyadır. Bunun nedeni, doğal tehlikelere karşı daha savunmasız olmalarının
yanı sıra ataerkil ve kültürel normlar nedeniyle sağlık arama davranışlarının zayıf olmasıdır.
Araştırmacılar, sıcak hava dalgalarına ve hava kirliliğine maruz kalmanın olumsuz gebelik
sonuçları (düşük doğum ağırlığı ve kendiliğinden düşük gibi) riskini artırdığını bildirmiştir.
Ataerkil normların hakim olduğu kırsal bölgelerdeki düşük gelirli hanelerde yaşayan kadınlar
için durum daha da kötüleşmektedir. İklim değişikliği ve iklim krizinin insanlar ve tüm gezegen
üzerindeki etkisi, bozulan ekosistemlerden yükselen deniz seviyelerine kadar çok yönlüdür.
Araştırmalar, iklim değişikliği nedeniyle doğal afetlerin (seller, toprak kaymaları ve çığlar gibi)
meydana gelme sıklığının ve büyüklüğünün arttığını göstermiştir. Literatür incelemesi, İklim
değişikliği ve iklim krizinin kadın üreme sağlığı üzerinde çok çeşitli zararlı etkileri olduğunu
göstermektedir. Araştırmaların, insan faaliyetlerinin çevrenin bozulmasına yol açtığı, uzun
dönemler boyunca iklim ve çevre değişikliğine yol açtığı ve sonuçta kadınların üreme sağlığını
etkilediği anlaşılmaktadır. Literatür, iklimsel ve çevresel faktörlerin kadın üreme yaşamının
çeşitli evreleri üzerinde etkili olduğunu göstermektedir.