10. ULUSAL DAHİLİ VE CERRAHİ BİLİMLER YOĞUN BAKIM KONGRESİ 2. AVRASYA YOĞUN BAKIM TOPLANTISI , İstanbul, Turkey, 27 - 30 November 2013, pp.52-53, (Summary Text)
Amaç: Yoğun bakım hastalarında kısıtlı eritrosit transfüzyon (ET) stratejisinin mortaliteyi azalttığını gösteren bir çok çalışma vardır. Biz de yoğun
bakım ünitemizde (YBÜ) yapılan ET’lerin genel özelliklerini, nedenlerini,
morbidite ve mortalite üzerine etkilerini incelemeyi amaçladık.
Gereç ve Yöntemler: Haziran 2012-Temmuz 2013 tarihleri arasında İç
Hastalıkları YBÜ’de yatan hastaların dosyaları retrospektif olarak incelendi. Yoğun bakımda 24 saatten fazla yatan hastalar çalışmaya dahil
edilirken; akut koroner sendromu olan hastalar, gebeler, yatışta aktif GIS
vb. kanaması olan hastalar ve YBÜ’ye yatış öncesi son bir hafta içinde
ET alan hastalar çalışma dışı bırakıldı. Hastaların demografik özellikleri,
yatış GKS, APACHE II, SOFA, RIFLE skorları, ek hastalıkları, yatış tanıları,
yatış anındaki sepsis varlığı, ET sayısı, transfüzyonun yapıldığı hemoglobin düzeyi, transfüzyon yapılma nedeni kaydedildi. Hastalar ET yapılan
ve yapılmayan olarak iki gruba ayrıldı. Gruplar özellikleri ve yoğun
bakımdaki morbiditeler ve mortalite açısından karşılaştırıldı.
Bulgular: Çalışmaya alınan 77 hastanın %65’i (50) erkek; median yaş 63
[54,5-74] idi. Yirmi dokuz (%37,6) hastaya ET yapılırken 48 hastaya yapılmadı. Her iki grup demografik özellikler, yatışta hastalık ağırlık ve organ
yetmezlik skorları açısından ve altta yatan hastalıkları açısından benzerdi. Eritrosit transfüzyonu yapılan grupta yatış sebebi olarak sepsis/ septik
şokun daha fazla olduğu görüldü (%75,9 vs %43,8; p=0,009) ve bu grupta
sepsis süresinin daha uzun olduğu tespit edildi (3 [2-4,5] gün vs 1 [0-2]
gün; p=0,0001). Eritrosit transfüzyonu yapılan hastaların bazal hemoglobin seviyesi 6,7 [6,2-7,4] idi. En sık hemoglobin seviyesinin düşük olması
nedeniyle (%75,8) ve perfüzyonu artırmak (%48,3) amacıyla ET yapıldığı
tespit edildi. Eritrosit transfüzyonu yapılan grupta YBÜ’de sepsis
(p=0,0001) ve fungal ajanlarla sepsis geliştirme (p=0,016) sıklığı, mekanik
ventilasyon uygulama sıklığı (p=0,004), mekanik ventilasyonda kalma
süresi (p=0,001) ve diğer kan ürünlerinin kullanılma oranı (p=0,01) transfüzyon yapılmayan gruba göre daha fazlaydı. Eritrosit transfüzyonu
yapılan grupta hastanede kalış süresi anlamlı olarak daha uzundu (27
gün vs 6,5 gün, p=0,008). Eritrosit tranfüzyonu yapılan grupta mortalite
anlamlı olarak daha yüksekti (%62 vs %25; p=0,002).
Sonuç: YBÜ’mizde eritrosit transfüzyonu yapılan hastalarda mortalitenin
daha yüksek olduğu görüldü. Bu çalışmanın sonuçlarının doğrulanması
için daha fazla sayıda hastanın dahil edildiği, çok merkezli ve prospektif
çalışmalara ihtiyaç olduğu sonucuna varıldı.