5. Ulusal Üreme Tıbbı Kongresi, Antalya, Turkey, 28 - 31 October 2015, pp.152-153
İmperfore Himende Yeni Bir Himenotomi Tekniği
M.T.Çetin, C.Soysal, C.Çetin
Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın
Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
Giriş: İmperfore himen,
primer amenoreye neden olan kadın genital sisteminin en sık end organ
problemlemlerinden biridir. Hidrokolpos,
hematokolpos ve hamatometra bu duruma sekonder olarak gelişen klinik
durumlardır. Literatürde ailesel olgular bildirilmesine rağmen, çoğunlukla
sporadik olarak görülür. İmperfore himen insidansı yaklaşık olarak % 0.014 - %
0.02’dir ve genellikle menstrual siklus başlayana kadar asemptomatik kalabilir.
Olguların çoğu adölesan dönemde tanı alır. Adölesan dönemde primer amenore
nedeni ile gelen genç kızlarda asemptomatik veya başvurudaki gecikme süresine
bağlı olarak semptomatik yani hematokolpos veya hematometrokolposun ortaya
çıkardığı klinik bulgular (ağrı, pelvik kitle gibi) ile karşımıza gelebilir. Bu
hastalar için tedavideki amaç mevcut biriken kanın dışarı drene olmasını
sağlamaktır. Literateratürde klasik olarak önerilen himenotomi tekniği haç
şeklinde bir insizyon yapılması veya ince iğne ile drenajdan ibarettir (1).
Fakat bu teknik sonrasında himende kaideye ulaşan defektler oluştuğu için bazı
toplumlarda (özellikle müslüman toplumlarda) sosyal problemler yaratabilmektedir.
Sunacağımız vakada bunun önüne geçecek yeni bir teknikden bahsedeceğiz.
Olgu Sunumu: 17 yaşında hasta polikliniğimize karın ağrısı
ve hiç adet görememe (primer amenore) nedeni ile başvurdu. Hasta öyküsünde
herhangi bir sistemik hastalığı olmadığı ve geçirilmiş operasyon öyküsünün
bulunmadığı öğrenildi. Periyodik karın ağrısı tarifleyen hastaya yapılan genel
fizik muayenede sekonder seks karakterlerinin geliştiği gözlendi. Meme ve pubik
kıllanmanın Tanner evre 4 olduğu izlendi. Jinekolojik muayenesinde
inspeksiyonda labiumlar arasında bombeleşen ve imperfore himen ile uyumlu, mor
refle veren görüntü izlendi. Yapılan abdominal USG’ de mesane posteriorunda
imperfore himene bağlı hematokolpos ve hematometra oluştuğu görüldü. İntravenöz
piyelografi (IVP) sonucu üriner sistem anomalisi saptanmadı. Hastaya
operasyonda Çetin tekniği olarak adlandırdığımız himene annüler tarzda koter
ile insizyon yapıldı ve mevcut olan kan drene edildi. Yapılan bu drenaj sonrası
post op dönemdeki kontrol abdominal USG ile hematokolpos ve hematometra
görüntülerinin kaybolduğu, ve hastanın klinik bulgularının olmadığı tespit
edildi. Hastanın bundan sonraki 1 yıllık takibinde düzenli adet gördüğü herhangi
bir şikayetinin olmadığı öğrenildi. Hastanın daha sonraki kontrollerinde
yapılan himen muayenesinde himenin anuler tarzda ve intakt olduğu izlendi. Bu
bilgiler ailesi ve kendisi ile paylaşıldığında ailenin ve hastanın çok mutlu
olduğu gözlenmiştir.
Sonuç:
Klasik haç insizyonu tekniğinden farklı
olarak ‘’Çetin Tekniği’’ ile himen
annüler tarzda, doğal yapısına uygun bir şekilde insize edilerek himen
deflorasyonuna bağlı hastanın sosyal hayatında karşılaşılabileceği problemlerinden
kurtulmuş birey ve bireyler sağlamak her hekimin bir görevi olmalıdır. Tedavi
sadece cerrahi olarak değil, hastanın psikolojisini de düşünerek
uygulanmalıdır.
1- Journal List, Nephrourol Mon, v.5(5); 2013 Nov PMC3955283
İmperfore Himende Yeni Bir Himenotomi Tekniği
M.T.Çetin, C.Soysal, C.Çetin
Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın
Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
Giriş: İmperfore himen,
primer amenoreye neden olan kadın genital sisteminin en sık end organ
problemlemlerinden biridir. Hidrokolpos,
hematokolpos ve hamatometra bu duruma sekonder olarak gelişen klinik
durumlardır. Literatürde ailesel olgular bildirilmesine rağmen, çoğunlukla
sporadik olarak görülür. İmperfore himen insidansı yaklaşık olarak % 0.014 - %
0.02’dir ve genellikle menstrual siklus başlayana kadar asemptomatik kalabilir.
Olguların çoğu adölesan dönemde tanı alır. Adölesan dönemde primer amenore
nedeni ile gelen genç kızlarda asemptomatik veya başvurudaki gecikme süresine
bağlı olarak semptomatik yani hematokolpos veya hematometrokolposun ortaya
çıkardığı klinik bulgular (ağrı, pelvik kitle gibi) ile karşımıza gelebilir. Bu
hastalar için tedavideki amaç mevcut biriken kanın dışarı drene olmasını
sağlamaktır. Literateratürde klasik olarak önerilen himenotomi tekniği haç
şeklinde bir insizyon yapılması veya ince iğne ile drenajdan ibarettir (1).
Fakat bu teknik sonrasında himende kaideye ulaşan defektler oluştuğu için bazı
toplumlarda (özellikle müslüman toplumlarda) sosyal problemler yaratabilmektedir.
Sunacağımız vakada bunun önüne geçecek yeni bir teknikden bahsedeceğiz.
Olgu Sunumu: 17 yaşında hasta polikliniğimize karın ağrısı
ve hiç adet görememe (primer amenore) nedeni ile başvurdu. Hasta öyküsünde
herhangi bir sistemik hastalığı olmadığı ve geçirilmiş operasyon öyküsünün
bulunmadığı öğrenildi. Periyodik karın ağrısı tarifleyen hastaya yapılan genel
fizik muayenede sekonder seks karakterlerinin geliştiği gözlendi. Meme ve pubik
kıllanmanın Tanner evre 4 olduğu izlendi. Jinekolojik muayenesinde
inspeksiyonda labiumlar arasında bombeleşen ve imperfore himen ile uyumlu, mor
refle veren görüntü izlendi. Yapılan abdominal USG’ de mesane posteriorunda
imperfore himene bağlı hematokolpos ve hematometra oluştuğu görüldü. İntravenöz
piyelografi (IVP) sonucu üriner sistem anomalisi saptanmadı. Hastaya
operasyonda Çetin tekniği olarak adlandırdığımız himene annüler tarzda koter
ile insizyon yapıldı ve mevcut olan kan drene edildi. Yapılan bu drenaj sonrası
post op dönemdeki kontrol abdominal USG ile hematokolpos ve hematometra
görüntülerinin kaybolduğu, ve hastanın klinik bulgularının olmadığı tespit
edildi. Hastanın bundan sonraki 1 yıllık takibinde düzenli adet gördüğü herhangi
bir şikayetinin olmadığı öğrenildi. Hastanın daha sonraki kontrollerinde
yapılan himen muayenesinde himenin anuler tarzda ve intakt olduğu izlendi. Bu
bilgiler ailesi ve kendisi ile paylaşıldığında ailenin ve hastanın çok mutlu
olduğu gözlenmiştir.
Sonuç:
Klasik haç insizyonu tekniğinden farklı
olarak ‘’Çetin Tekniği’’ ile himen
annüler tarzda, doğal yapısına uygun bir şekilde insize edilerek himen
deflorasyonuna bağlı hastanın sosyal hayatında karşılaşılabileceği problemlerinden
kurtulmuş birey ve bireyler sağlamak her hekimin bir görevi olmalıdır. Tedavi
sadece cerrahi olarak değil, hastanın psikolojisini de düşünerek
uygulanmalıdır.
1- Journal List, Nephrourol Mon, v.5(5); 2013 Nov PMC3955283