TUSYAD 10. Bahar Toplantısı, İstanbul, Turkey, 20 - 21 May 2022, pp.90-91
Amaç: Akut patellar tendon rüptürleri kuadriseps tendon rüptürlerine göre daha az sıklıkta görülür. Vakaların yaklaşık %80’i 40 yaşından
küçük yetişkin erkekleri etkiler (1). Patellar tendon rüptürü çoğunlukla patellanın inferior sınırında oluşur daha az sıklıkla tuberisitas
tibia’dan da olabilmektedir (2). Biz bu olgumuzda patellar tendonun insersiyosundan rüptüre olduğu ve medial patellafemoral ligaman
(MPFL) yırtığı olan hastamıza yaklaşımımızı paylaştık.
Yöntem: 35 yaş erkek hasta sağ diz üzerine düşme sonrası sağ dizde ağrı nedeniyle başvurduğu acil serviste yapılan fizik muayenesinde
sağ dizde ağrı, efüzyon, infrapatellar gap mevcuttu. Hasta dizini aktif ekstansiyona getirememekteydi. Hastanın çekilen direkt grafisinde
patella alta (Insall salvati oranı 1.3) mevcuttu. Hastanın çekilen manyetik rezonans görüntülemesinde patellar tendonun insersiyosundan
rüptüre, MPFL’nin yırtık ve eklem içi sıvı artışı mevcuttu. Tetkiklerde herhangi bir fraktür hattı görülmedi. Hasta ameliyathanede genel
anestezi altında supin pozisyonda yatırıldı, turnike eşliğinde yapılan cerrahisinde patellar tendon üzerinden yapılan midline longitudinal
bir insizyon ile patellar tendonun insersiyo bölgesinde komplet bir rüptür olduğu, MPFL ve retinakulumun da yırtık olduğu görüldü (Şekil
1). Meniskal yapılarda, ön ve arka çapraz bağlarda herhangi bir patoloji yoktu. Patellaya yerleştirilen 1 adet ankor yardımıyla MPFL onarıldı, vicryl sütur yardımıyla retinakulum onarılması sonrasında tuberisitas tibia’ya 2 adet ankor yerleştirildi. Tibia anterioruna vertikal
olarak 2, horizontal olarak 1 adet tünel açıldıktan sonra patellar tendon krackow sütur tekniği ile 4 adet ethibond sütur sütur bırakıldıktan
sonra 2 adet sütur vertikal tünelden 2 adet sütur horizontal tünelden geçirilerek sabitlendi ardından ankorlar yardımıyla patellar tendon
tuberisitas tibia’ya sabitlendi. Postoperatif çekilen lateral direkt grafide patellanın normal seviyesine geldiği görüldü.
Bulgular: Hasta operasyon sonrası açı ayarlı dizlik 30 derece fleksiyona izin verecek şekilde sabitlenerek takip edildi. Diz eklem hareket
açıklığı 0-30 derecede kısıtlı olacak şekilde kuadriceps egzersizlerine başlandı. Üçüncü hafta 0-90 derece hareket açıklığına izin verildi.
Altıncı hafta dizlik çıkartılarak dizlik çıkartılarak diz eklem hareket açıklığı (EHA) arttırma ve güçlendirme egzersizlerine devam edildi.
Hastamızın postoperatif 3.ay kontrollerinde EHA tam ve aktif şikayeti yoktu.
Sonuç: Patellar tendonun akut rüptüre olması ve tuberisitas tibia üzerinden görülmesi oldukça nadirdir. Gecikmiş onarım ile daha kötü
sonuçlar ortaya çıkacağından, mutlaka dikkatli bir fizik muayene yapılmalı ve erkenden tanı konulmalıdır. Yazarlar onarımın başarısını
arttıran ve erken dönemde rehabilitasyona izin veren en önemli faktörün, seçilecek yöntem ve erken tanı olduğuna inanmaktadır. Bizde
nadir görülen ve literatürde daha az sıklıkla görülen patellar tendonun tibial tüberkülden rüptüre olduğu olgumuza tanı ve tedavi yöntemimizi paylaşarak literatüre katkıda bulunmaya çalıştık.