ORAL LÖKOPLAKİ'NİN KONSERVATİF VE CERRAHİ YÖNTEM KOMBİNASYONU İLE TEDAVİSİ; VAKA SERİSİ VE LİTERATÜR TARAMASI


Basıry M. N., Hatipoğlu H., Çoban E.

Uluslararası Ağız Kanserleri kongresi, Eskişehir, Turkey, 4 - 06 March 2020, vol.1, pp.1

  • Publication Type: Conference Paper / Full Text
  • Volume: 1
  • City: Eskişehir
  • Country: Turkey
  • Page Numbers: pp.1
  • Kütahya Health Sciences University Affiliated: Yes

Abstract

ORAL LÖKOPLAKİ'NİN KONSERVATİF VE CERRAHİ YÖNTEM KOMBİNASYONU İLE TEDAVİSİ; VAKA SERİSİ VE LİTERATÜR TARAMASI 

 

Giriş. Oral lökoplaki, ağız boşluğunda en yaygın malign dönüşüm potansiyeline sahip olan lezyondur. Lökoplakilerin tedavisi için farklı cerrahi ve cerrahi olmayan tedavi yöntemleri bildirilmiştir. Hangi vakalarda hangi tedavi yönteminin uygun olduğu, hastaların ne kadar süre ve aralıklarla takip edilmesi hakkında  kapsamlı bir ortak görüş mevcut değildir. Bu raporun amacı konservatif ve cerrahi müdahale kombinasyonu ile iki oral lökoplaki vakasını sunmak ve literatüre göre malign dönüşüm potansiyellerini değerlendirmektir.

Olgu Açıklamaları: İlk vakada; 65 yaşında bayan hasta, lingual dişeti ve ağız tabanındaki beyaz lezyonun tedavisi için kliniğimize başvurdu. Konservatif tedaviden sonra eksizyonel biyopsi yapıldı. Lezyon diyot lazer yardımıyla eksize edildi ve oral patoloji bölümüne gönderildi. Yara sekonder iyileşmeye bırakıldı. Ağız hijyeni motivasyonu sağlandı ve hasta sigarayı bırakması konusunda bilgilendirildi. Hyaluronik asit oral gargara (hyaSEPT BioScience GmbH) 4 hafta boyunca günde iki kez önerildi. İkinci vakada; 73 yaşında bayan hasta sol üst çene palatinal dişetindeki beyaz lezyon tedavisi için kliniğimize sevk edildi. Konservatif tedaviden sonra cerrahi yöntemle lezyon eksize edildi ve patoloji değerlendirmeye gönderildi. Yara sekonder iyileşmeye bırakıldı. Hyaluronik asit oral gargara (hyaSEPT BioScience GmbH) 4 hafta boyunca günde iki kez önerildi.

Bulgular: Histopatoloji sonuçlarına göre her iki olguya da oral lökoplaki tanısı konuldu. Cerrahi girişmden sonra 1nci, 3 üncü, 6 ncı. Ve 12. ay kontrolleri her iki vaka için sorunsuz olarak izlendi.

 

Sonuç:  Oral lökoplakinin tedavisi, tütün kullanımı, betel çiğneme, kronik mukozal travma, alkol kullanımı, lezyon üzerinde kandida enfeksiyonu oluşumu gibi risk faktörlerinin ortadan kaldırılmasıyla başlamalıdır. Konservatif tedavi; vitaminler (vitamin A, C, E), fenretinid (A vitamini analogu), karotenoidler (betakaroten, likopen), bleomisin, proteaz inhibitörü, antienflamatuar ilaçlar, yeşil çay, zerdeçal vb. gibi, kimyasal önleyici ajanların kullanımını içerir. Cerrahi tedavi geleneksel cerrahi, elektrokoagülasyon, kriyocerrahi ve lazer cerrahisini (eksizyon veya buharlaştırma) içermektedir. Oral lökoplaki tedavisinin temel amacı lezyonun malign transformasyonunu önlemek ve eğer malign transformasyonunu oluşmuşsa erken evrelerde tespit edilmesini sağlamaktır.