VAKA SUNUMU; SEMPTOMATİK HASTADA HER İKİ KORONER ARTERFİSTÜLÜNÜN COİL EMBOLİZASYON YOLUYLA KAPATILMASI VE TAKİBİ.


Creative Commons License

Demir M., Kahraman F.

2. ULUDAĞ KARDİYOLOJİ KONGRESİ, Bursa, Turkey, 10 March 2022, pp.152

  • Publication Type: Conference Paper / Summary Text
  • City: Bursa
  • Country: Turkey
  • Page Numbers: pp.152
  • Kütahya Health Sciences University Affiliated: Yes

Abstract

Giriş: Koroner arter fistülleri (KAF), koroner arterler ile diğer kardiyak veya vasküler yapılar arasındaki bağlantılar olup konjenital kalp hastalıklarının yaklaşık %0,3 ünü oluşturur. Zaman zaman bu koroner fistüller miyokardiyal iskemi, myokardiyal enfarktüs, kalp yetmezliği, senkop, aritmi, ani ölüme neden olabilmektedir. Çoğu KAF olan genç hasta asemptomatik olmasına rağmen, yaş ile birlikte semptomlar ve komplikasyonlar daha sık görülmeye başlar. Biz vakamızda LAD ve RCA’dan pulmoner artere 2 adet fistülü mevcut ve semptomatik olan hastanın her iki fistülünün coil embolizasyon ile tek seansta perkütan yolla kapatılmasını ve takibini sunduk. Vaka: 53 yaşında erkek hasta, son 2 yıldır hissettiği eforla çabuk yorulma, terleme ve efor ile göğsünde sıkışma hissinin son 6 ayda artması şikayeti ile kardiyoloji polikliniğine başvurdu. Öncesine ait kronik hastalığı olmayan hastanın sigara kullanım ve yaklaşık 5 yıl önce sigarayı bırakma öyküsü mevcuttu. Hastanın rutin tetkiklerinde açlık kan şekeri normal, rutin biyokimyasal ve hemogram parametreleri normal olarak izlendi. Elektrokardiyografisinde normal sinüs ritmi / kalp hızı 85 olarak izlendi. Hastaya yapılan transtorasik ekokardiyografisinde sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonu %65, kapak fonksiyonları normal, sağ kalp boşlukları normal olarak izlendi. Dış merkezde yapılan efor testinde 9,5 MET koşan hastanın son aşamada göğüste sıkışma hissi, yorgunluk izlenmesi nedeni ile istenilen miyokard perfüzyon sintigrafisinde anterior sahada iskemi şüphesi izlenmesi üzerine tanısal amaçlı koroner anjiyografi planlandı. Hastaya yapılan koroner anjiyografi sonucunda koroner arterlerin normal olduğu fakat hem LAD’den hem de RCA’dan pulmoner artere fistül olduğu izlendi. Hastanın semptomatik olması nedeni ile koroner fistüllerin kapatılması kararı alındı. Hasta tekrar kateter laboratuara alınarak önce LAD, ardından RCA’daki fistülü coil embolizasyon ile kapatıldı. Kapatılmasının 10. dakikasında fistüllerde 2. Uludağ Kardiyoloji Kongresi 153 akımın tamamen kesildiği izlendi. Ardından hastaya rivaroksaban 1*20mg ve asetilsalisilik asit 1*100mg reçete edildi. 1 hafta sonra tekrar Bruce-Treadmill efor testi planlandı. Hasta 13,5 MET koştuğu ve asemptomatik olarak efor testinin tamamladığı izlendi. 6. ay kontrollerinde komplikasyon olmadığı, kardiyak yakınmalarının tamamen geçtiği izlendi. 6 ay sonrasında rivaroksaban kesilerek sadece asetilsalisilik asit 1*100 mg ile takibe devam edildi. Tartışma: Koroner fistül ilk kez 1982 yılında embolizasyon yoluyla kapatılmıştır. Büyük boyutlu koroner fistülleri direk, küçük-orta koroner fistüllerin ise kalp yetmezliği, miyokardiyal iskemi, aritmi, senkop ve semptomatik olması halinde perkütan veya cerrahi olarak kapatılması konusundan görüş birliği mevcuttur. Olası komplikasyonları erkenden önlemek için, semptomdan bağımsız tüm fistüllerin kapatılmasına yönelik görüş bildiren araştırmacılar da vardır. Coil embolizasyon cerrahi tedavinin alternatifi olarak başarılı şekilde uygulanabilmektedir. Ayrıca perkütan işlemde cerrahiye bağlı olası kanama, enfeksiyon, enfeksiyon, genel anestezi risklerinden de kaçınılmış olması avantaj olarak değerlendirilebilir. Özellikle dar ağızlı, multipl bağlantıları olmayan fistüller için komplikasyon riski çok daha az olmakla birlikte, coil materyalinin distale veya ana damara göç etmesi, tromboz, koroner spazm, aritmi, fistül diseksiyonu olası komplikasyonlardır. Sonuç olarak kapatılma endikasyonu konusunda halen tartışmalar olmakla birlikte, kapatılma kararı alınan koroner fistüllerde perkutan coil embolizasyonun, cerrahiye göre güçlü bir alternatif olduğunu düşünebiliriz