EPİLEPSİ / EPILEPSY


Creative Commons License

Akdağ G., İlhan Algın D., Erdinç O. O.

Osmangazi Tıp Dergisi, vol.38, no.1, pp.35-41, 2016 (Peer-Reviewed Journal)

  • Publication Type: Article / Review
  • Volume: 38 Issue: 1
  • Publication Date: 2016
  • Doi Number: 10.20515/otd.88853
  • Journal Name: Osmangazi Tıp Dergisi
  • Journal Indexes: TR DİZİN (ULAKBİM), Other Indexes
  • Page Numbers: pp.35-41
  • Kütahya Health Sciences University Affiliated: Yes

Abstract

Epilepsy is a condition characterized by abnormal and excessive electrical

discharges of cortical neurons resulting sudden, repetitive, event-triggered seizures. Acute central

nervous system (CNS) damage as a result of metabolic, toxic, structural, infectious and

inflammatory etilogies can cause acute symptomatic seizures. Epilepsy is most common

neurologic disorder during childhood and the second most common neurological disorder

following cerebrovascular diseases in adults. In the latest International League Against Epilepsy

(ILAE) classification in 2010 some of the terms and concepts were changed and epileptic seizures,

epilepsies and electroclinical syndromes were reclassified. The diagnosis is supported by some

diagnostic tests which guide the treatment. Differential diagnosis includes neurogenic, and

cardiogenic syncopes, psychogenic nonepileptic events and other diseases. Accurate diagnosis can

lead the way to treatment. The most appropriate antiepileptic drugs (AEDs) are begun among the

old and new antiepileptic drugs (AED). If AED monotherapy fails the second monotherapy and/or

polytherapy are applied. The aim of the treatment is to control the seizures without causing any

side effects. According to the ILAE in 2009 drug resistance is defined as inability to control

seizures although using the highest AED dose tolerated alone or combination with another AED.

In refractory epilepsy surgical treatment, vagal nerve stimulation, deep brain stimulation, and

ketogenic diet are among the other treatment options.

Epilepsi; kortikal nöronlardaki anormal ve aşırı elektriksel deşarj sonucu ortaya çıkan, ani,

tekrarlayıcı, tanımlanabilen bir olayla tetiklenmemiş epilepsi nöbetleri ile karakterize bir

durumdur. Metabolik, toksik, yapısal, enfeksiyöz ve de inflamatuar nedenlerle gerçekleşen, akut

santral sinir sistemi (SSS) hasarı nedeni ile ortaya çıkan nöbetler ise akut semptomatik nöbetler

olarak adlandırılır ve geçicidir. Epilepsi, çocukluk ve ergenlik çağında en sık, erişkinlerde ise

beyin damar hastalıklarından sonra ikinci sıklıkta görülen nörolojik hastalık olarak

belirtilmektedir. International League Against Epilepsy (ILAE) tarafından 2010 yılında yayınlanan

son sınıflama önerisinde daha önce yayınlanmış sınıflamalardaki terim ve kavramlarda

değişiklikler yapılarak, epileptik nöbetler, epilepsiler ve elektroklinik sendromlar yeniden

sınıflandırılmıştır. Ortaya çıkan klinik tablonun epilepsi nöbeti olup olmadığına karar verilmesinin

ardından bazı tetkikler ile tanı desteklenmekte, tedavide yol gösterici olmaktadır. Ayırıcı tanıda

nörojenik ve kardiyojenik senkop, psikojenik nonepileptik olaylar ve diğer hastalıklar yer

almaktadır. Doğru tanı, tedavi seçiminde yol gösterici olabilmektedir. Eski ve yeni antiepileptik

ilaçlar arasında hastaya (epilepsi tipi, yaşı, cinsiyeti, ek hastalıkları göz önünde bulundurularak)

uygun antiepileptik ilaç (AEİ) başlanır. AEİ etkili olmazsa ikinci monoterapi ve/veya politerapi

uygulanabilir. Epilepsi tedavisinde hedef, herhangi bir yan etkiye yol açmadan, nö¬betlerin

tamamen önlenebilmesidir. ILAE 2009 yılında, tedavi programlarına uygun olarak seçilen, tolere

edilen en yüksek dozda, tek başına veya kombine şekilde kullanılan iki farklı AEİ’ye karşın,

nöbetsizliğin elde edilememesi veya tedavi başarısızlığını ilaca dirençli epilepsi olarak kabul

etmektedir. Dirençli epilepsi hastalarında cerrahi tedavi, vagal sinir stimülasyonu, derin beyin

stimülasyonu, ketojenik diyet diğer tedavi seçenekleri arasında yer almaktadır.