in: Artroskopik Cerrahi, MEHMET AŞIK, Editor, İstanbul Kitabevi, İstanbul, pp.19-24, 2016
Artroskopide Enstrumantasyon
Artroskopik sistemlerin ana
elemanı skop, teleskop veya kamera isimleriyle de anılan artroskopun
kendisidir. Soğuk ışık kaynağından aldığı ışığı ileterek görüntünün
yakalanmasını sağlayan ince optik bir tüp olan artroskop; mercek, ışık kablosu
bağlantısı, bir seri lens ve ışığı eklem içerisine yansıtan optik kablodan
oluşur. Artroskop künt bir trokar aracılığıyla ekleme gönderilen ve sıvı
akışının da sağlandığı bir kanulun içerisine sığacak biçimde tasarlanmıştır.
Artroskoplar lens çapı, görüntü
alanı ve inklinasyon açıları gibi optik özelliklerine göre değişiklik
gösterirler. Lensin çapı aynı zamanda artrsokopun büyüklüğünü de belirler.
Farklı eklemler için geliştirilmiş çapları 1.7 ile 7 mm arasında değişen artroskopik
lensler mevcuttur. Ancak standard işlemlerde en sık kullanılan artroskop 4mm
çapındadır. Görüntü alanı artroskopun lensinden görüntülenebilen toplam açı ile
ifade edilir ve geniş çaplı lensler ile daha geniş görüntü alanı elde etmek
mümkündür. İnklinasyon açısı ise artrsokopun uzun ekseni ile lense dik çizilen
bir çizgi arasındaki açıdır ve 0 ile 120 derece arasında değişmektedir. Açılı
artroskopların rotasyonuyla daha geniş bir alanın görüntülenmesi
sağlanabilmektedir, ancak yüksek açılı artroskopların kullanılması sonucu artroskopun
tam önünde bir merkezi kör nokta oluşmaktadır. Artroskopide yaygın olarak 4 mm
çapında 30 derece açılı artroskoplar kullanılmaktadır. Küçük eklemler için 2.7
mm çapında daha küçük artroskoplar ve dizin posterioru gibi zor alanları
görüntülemede 70 veya 90 derecelik daha yüksek açılı artroskoplar tercih
edilmektedir.
Görüntülemeyi sağlamak üzere bir
ışık kaynağından çıkan ışık fiberoptik veya sıvı tipi kablolarla taşınarak
eklemin içini aydınlatılmaktadır. 300-350 watt gücünde tungsten,halogen veya
xenon içeren ışık kaynakları günümüzde yaygın olarak kullanılmaktadır. Eklem
içerisine aktarılan ışığın kalitesi ve yoğunluğu ışık kablosunun uzunluğu ve
hasar görmüş olup olmamasından etkilenmektedir.
Video sisteminin ana parçaları
ise kamera, video kontrol ünitesi ve monitördür. Dijital video sistemleri
görüntünün işlenmesi, fotoğraf veya video kaydı yapılabilmesine olanak sağlar.
Kamera boyutlarının küçülmesi, çözünürlüklerinin artması ve HD
(high-definition) teknolojisi sayesinde artroskopik görüntülerin kalitesi
belirgin olarak artmıştır.
Eklemin
distansiyonunu ve debrisin atılmasını sağlayarak görüntülemeyi kolaylaştıran
sıvı irrigasyonu artroskopi için gereklidir. Eklem distansiyonu yerçekimi veya
mekanik pompalar ile oluşturulabilen irigasyon sıvısının hidrostatik basıncı
ile sağlanır. İrrigasyon solusyonunun eklem seviyesinden yaklaşık her 25 cm lik
yükseltilmesi eklemde 22mmHg basınç artışı yaratır. Genellikle eklemden 1 metre
yükseğe asılan sıvı ile 80-90 mmHg basınç sağlanır.Puarlı Y pompa setleri ile
manuel olarak da basınç arttırılabilir. Artroskopik pompa sistemlerinin
kullanılmasıyla akış hızı ve eklem içindeki hidrostatik basıcın daha yakın
kontrolu sağlanabilir. Artroskopi sırasında ekleme giren ve çıkan sıvının
dengelenmesi büyük önem taşımaktadır. Daha yüksek basınç daha geniş eklem, daha
fazla hareket alanı ve daha düşük kanama ile çalışma imkanı sağlar ancak fazla
sıvının dokulara ekstravazasyonu sonucu kompartman sendromu gibi ciddi sonuçlar
da doğurabilir. İrrigasyon sıvısı olarak serum fizyolojik veya ringer laktat
kullanılabilir. Serum fizyolojiğin proteoglikan sentezini azalttığı ve ringer
laktatın menisküs ve eklem yüzeyine daha az hasar verdiğini gösteren
çalışmaların yanında, irrigasyon sıvısına 1mg/lt epinefrin eklenmesinin
kanamayı azaltarak daha iyi görüntüleme sağladığını gösteren çalışmalar da
mevcuttur. İrrigasyon sıvısının vücut sıcaklığında verilmesi ile kıkırdak
hasarının azaltılabileceği ve kamera önündeki buharlaşmanın azaltılabileceği de
belirtilmektedir.
Artroskopide problar, makaslar,
yakalayıcı forsepsler (grasper), bıçaklar, sütür geçiriciler, motorlu
traşlayıcı aletler, radiofrekans aletleri gibi birçok el aleti
kullanılmaktadır. Artroskopi için gerekli el aletleri cerrahın tercihine,
uygulanan prosedüre ve uygulandığı ekleme göre çeşitlilik göstermektedir.
Gerek tanısal gerekse tedavi
amaçlı artroskopinin artroskopun kendisinin ardından en önemli ikinci aleti kuşkusuz probdur.
“Artrsokopistin parmağının uzantısı” olarak bilinen prob en önemli muayene
aletidir. Temel amacı palpasyon ile yumuşak dokuların durumunun
değerlendirilmesi ve kıkırdak hasarı, menisküs ve ön çapraz bağ yırtıkları gibi
birçok patolojinin ortaya konmasıdır. Problar genel olarak 90 derece açıyla 4mm
lik bir künt uç kısım ile sonlanırlar. Belli ve sabit bir uzunluğa sahip olması
sayesinde eklem içerisindeki yapıların boyutu, derinliği ve mesafesi hakkında
fikir sahibi olunmasını sağlar. Problar ayrıca triangulasyonun öğrenilmesi,
cerrahi planlama ve eklemiçi yapıların mobilizasyonunda yararlı aletlerdir.
Koparıcı-
kesici forsepsler genellikle menissektomi gibi eklemiçi yapıların kesilerek
çıkarılmasında kullanılan aletlerdir. Ortasında çıkarılan parçanın eklem
içerisine serbestçe düşmesini sağlayan bir açıklığı vardır ve bu sayede her
seferinde forsepsi eklemden çıkarma ihtiyacı olmadan işleme devam etme olanağı
sağlar. Boyutları 3 ile 5 mm arasında değişen kesici forsepslerin sağa, sola,
yukarı, aşağı açılı ve düz seçenekleri mevcuttur. Sağa ve sola 30,45 ve 90
derece açılı forsepsler ile menisküsün anterior kısmına ulaşmak daha kolayken;
yukarı ve aşağı 15 derece açılı forsepsler menisküslerin posterior bölümünün
tutulabilmesine izin verir. Bazı kesici forsepslerin dokuların kayamasını
engelemek amacıyla kancalı uç kısımları vardır. Bu el aletleri kullanılırken
ağızlarının fazla açılarak çok geniş parçalar koparılması aletin eklem
yerlerine hasar verebileceğinden bu aletler ile küçük yumuşak doku parçalarının
eksize edilmesi önerilmektedir.
Yakalayıcı
(grasper) forsepsler eklem içi materyallerin tutulması ve çekilmesinde kullanılırlar.
Her iki ucundan veya tek çenesiyle yakalayan forsepsler bulunmaktadır.
Osteokondral parçalar gibi daha büyük intraartiküler yapıların yakalanmasında
her iki çenesi hareketli olan forsepsler daha uygundur.
Düz veya
eğri uçlu, farklı boylarda çeşitli artroskopik makas tipleri mevcuttur. Açılı
uçlu makaslar kesme sırasında dokuları makastan uzağa ittirmediklerinden düz
uçlulara göre daha kolay kullanılırlar.
Farklı
şekil ve boyları bulunan tek kullanımlık artroskopik bıçaklar ekleme giriş ve
çıkışı esnasında dokuları korumak için mutlaka bir kanül aracılığıyla
kullanılmalıdır. Birçok artroskopik bıçak eklem içinde kırılması ihtimaline
karşı kolay çıkarılabilmesi amacıyla manyetik olarak üretilmektedir.
Kullanılacakları
eklemlere göre farklı uzunluk ve çaplarda birçok kanül ve değiştirme çubuğu
bulunmaktadır. Kanüller kullanıldıkları portalden aletlerin rahatça sokulup
çıkarılabilmesine ve düğüm atma gibi işlemler sırasında yumuşak dokuların araya
girmesini engelemeye olanak sağlarlar. Değiştirme çubukları ise özellikle derin
eklemlerde çalışırken yumuşak dokulardan eklemiçine uzanan doğrultuyu
kaybetmeden kanül ve artroskopik kılıf gibi içi boş aletlerin gönderilmesini
sağlarlar.
İlk motorlu
traşlayıcı el aleti 1975 yılında Dr.Lanny Johnson tarafından kullanılan patella
traşlayıcısıdır. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte artroskopik kesici ve
traşlayıcı el aletleri, rutin artrsokopi uygulamalarında daha iyi görüntü
sağlanması ve tedavi edici amaçlarla giderek daha sıklıkla kullanılmaktadır.
Motorlu kesici ve traşlayıcı el
aletleri her ikisinde de eşleşen iki açıklığı bulunan, iç içe geçmiş iki
silindirden oluşur. İçteki silindir diğerinin içerisinde döner ve açıklığının
keskin kenarları sayesinde aspiratörle çekilen yumuşak dokuları keserek eklemin
dışarısına alır. Aynı zamanda arkalarında bulunan aspiratör girişleri ile
ayarlanabilen miktarda aspirasyon yapabilirler. İç ve dıştaki silindirlerin uç
kısımlarının şekli ve boyutu traşlayıcı aletin gücünü belirlerler. Traşlayıcı
el aletlerini kesici uç kısımlarına göre düz iç ve dış tüplüler, tırtıklı
iç-düz dış tüplüler, tırtıklı iç ve dış tüplüler olamak üzere üçe ayırmak
mümkündür. Daha büyük çaplı traşlayıcı aletler, daha geniş açıklıkları ile
dokuların çıkarılmasını kolaylaştırırlar. Sıklıkla kullanılan motorlu
traşlayıcı el aletlerinin çapları 3 ile 5.5 mm arasında değişmektedir, ancak
daha küçük eklemler için 2mm lik seçenekleri de mevcuttur. Traşlayıcı el
aletleri elle veya ayak pedalı ile kontrol edilerek saat yönüne, saat yönünün
tersine veya heriki tarafa dönüşümlü olarak rotasyonu ve kesme hızı
ayarlanabilir. Motorlu traşlayıcılar kullanıldıkları süre boyunca görüntüleme
alanı içerisinde olmalı ve sağlıklı dokulara hasar vermesi önlenmelidir. Ayrıca
motorlu traşlayıcılar kullanılırken eklemin sıvı çıkışının kapatılması sıvının
ekleme geri akmasını önleyecektir.
Yumuşak dokuyu kesmek için
tasarlanmış el aletleri 1800-2000 rpm dönüş hızında ve osilasyon modunda
optimum çalışırlar. Daha yüksek dönüş hızlarında el aletinin ucundaki açıklık
kapanacak ve yumuşak dokuların girişi için yerterli zaman kalmayacaktır, içteki
kesici silindir yumuşak dokuları kesmek yerine ittirerek dolamaya başlayacaktır.
Kemik rezeksiyonu için geliştirilen el aletleri ise 5000 rpm gibi yüksek devir
hızlarında ve öne dönüş modunda en iyi sonuç verirler. “Burr” olarak
adlandırılan bu kemik kesici aletler uç tiplerine göre silindirik veya top uçlu
olarak ayrılırlar.
Hem enfeksiyon riski hem de
uçlarının kullanımda hasar görerek küntleşmesi nedeniyle pek çok kesici ve
traşlayıcı el aleti tek kullanımlık olarak üretilmektedir. Tekrar kullanılmak
istenen kesici ve traşlayıcı el aletleri için vakalar arasında gluteraldehit; gün
sonunda ise etilen oksid ile sterilizasyon uygulanabilir. Buna rağmen yapılan
çalışmalarda resteril edilen tek kullanımlık kesici el aletlerinin yarıya
yakınında saptanabilecek oranda protein tespit edilmiş; yine yarıdan fazlasında
da kesici dişlerde gözle görünür hasar saptanmıştır.
Elektrokoter ve Radyofrekans Aletleri
Elektrokoter
ve radyofrekans aletleri yumuşak dokuların kesilmesi ve özellikle kanama
kontrolü sağlanmasında büyük rol oynarlar. Elektrokoterler direkt çıkardıkları
ısı aracılığıyla, radyofrekans (RF) aletleri ise yarattıkları yüksek frekanslı
elektromanyetik akımın dokulardan geçerken oluşturduğu ısı sonucu dokular
üzerindeki etkilerini gösterirler. Akımın aletin ucundan hastaya takılı bir
pede aktarıldığı monopolar ve aletin ucundaki iki elektrod arasında akımın
sağlandığı bipolar RF sistemleri artroskopik olarak kullanılmaktadır. RF
aletlerinin dokular üzerindeki etkisi aktarılan ısı miktarına bağlıdır. Daha
düşük ısılarda kollajenin denature olması sonucu yumuşak dokuların yaklaşık
yarısı kadar küçülmesine neden olurken, daha yüksek ısılar kollajeni tamamen
yok eder ve sıklıkla doku ablasyonu ve debridmanında kullanılırlar.
Artroskopide Enstrumantasyon
Artroskopik sistemlerin ana
elemanı skop, teleskop veya kamera isimleriyle de anılan artroskopun
kendisidir. Soğuk ışık kaynağından aldığı ışığı ileterek görüntünün
yakalanmasını sağlayan ince optik bir tüp olan artroskop; mercek, ışık kablosu
bağlantısı, bir seri lens ve ışığı eklem içerisine yansıtan optik kablodan
oluşur. Artroskop künt bir trokar aracılığıyla ekleme gönderilen ve sıvı
akışının da sağlandığı bir kanulun içerisine sığacak biçimde tasarlanmıştır.
Artroskoplar lens çapı, görüntü
alanı ve inklinasyon açıları gibi optik özelliklerine göre değişiklik
gösterirler. Lensin çapı aynı zamanda artrsokopun büyüklüğünü de belirler.
Farklı eklemler için geliştirilmiş çapları 1.7 ile 7 mm arasında değişen artroskopik
lensler mevcuttur. Ancak standard işlemlerde en sık kullanılan artroskop 4mm
çapındadır. Görüntü alanı artroskopun lensinden görüntülenebilen toplam açı ile
ifade edilir ve geniş çaplı lensler ile daha geniş görüntü alanı elde etmek
mümkündür. İnklinasyon açısı ise artrsokopun uzun ekseni ile lense dik çizilen
bir çizgi arasındaki açıdır ve 0 ile 120 derece arasında değişmektedir. Açılı
artroskopların rotasyonuyla daha geniş bir alanın görüntülenmesi
sağlanabilmektedir, ancak yüksek açılı artroskopların kullanılması sonucu artroskopun
tam önünde bir merkezi kör nokta oluşmaktadır. Artroskopide yaygın olarak 4 mm
çapında 30 derece açılı artroskoplar kullanılmaktadır. Küçük eklemler için 2.7
mm çapında daha küçük artroskoplar ve dizin posterioru gibi zor alanları
görüntülemede 70 veya 90 derecelik daha yüksek açılı artroskoplar tercih
edilmektedir.
Görüntülemeyi sağlamak üzere bir
ışık kaynağından çıkan ışık fiberoptik veya sıvı tipi kablolarla taşınarak
eklemin içini aydınlatılmaktadır. 300-350 watt gücünde tungsten,halogen veya
xenon içeren ışık kaynakları günümüzde yaygın olarak kullanılmaktadır. Eklem
içerisine aktarılan ışığın kalitesi ve yoğunluğu ışık kablosunun uzunluğu ve
hasar görmüş olup olmamasından etkilenmektedir.
Video sisteminin ana parçaları
ise kamera, video kontrol ünitesi ve monitördür. Dijital video sistemleri
görüntünün işlenmesi, fotoğraf veya video kaydı yapılabilmesine olanak sağlar.
Kamera boyutlarının küçülmesi, çözünürlüklerinin artması ve HD
(high-definition) teknolojisi sayesinde artroskopik görüntülerin kalitesi
belirgin olarak artmıştır.
Eklemin
distansiyonunu ve debrisin atılmasını sağlayarak görüntülemeyi kolaylaştıran
sıvı irrigasyonu artroskopi için gereklidir. Eklem distansiyonu yerçekimi veya
mekanik pompalar ile oluşturulabilen irigasyon sıvısının hidrostatik basıncı
ile sağlanır. İrrigasyon solusyonunun eklem seviyesinden yaklaşık her 25 cm lik
yükseltilmesi eklemde 22mmHg basınç artışı yaratır. Genellikle eklemden 1 metre
yükseğe asılan sıvı ile 80-90 mmHg basınç sağlanır.Puarlı Y pompa setleri ile
manuel olarak da basınç arttırılabilir. Artroskopik pompa sistemlerinin
kullanılmasıyla akış hızı ve eklem içindeki hidrostatik basıcın daha yakın
kontrolu sağlanabilir. Artroskopi sırasında ekleme giren ve çıkan sıvının
dengelenmesi büyük önem taşımaktadır. Daha yüksek basınç daha geniş eklem, daha
fazla hareket alanı ve daha düşük kanama ile çalışma imkanı sağlar ancak fazla
sıvının dokulara ekstravazasyonu sonucu kompartman sendromu gibi ciddi sonuçlar
da doğurabilir. İrrigasyon sıvısı olarak serum fizyolojik veya ringer laktat
kullanılabilir. Serum fizyolojiğin proteoglikan sentezini azalttığı ve ringer
laktatın menisküs ve eklem yüzeyine daha az hasar verdiğini gösteren
çalışmaların yanında, irrigasyon sıvısına 1mg/lt epinefrin eklenmesinin
kanamayı azaltarak daha iyi görüntüleme sağladığını gösteren çalışmalar da
mevcuttur. İrrigasyon sıvısının vücut sıcaklığında verilmesi ile kıkırdak
hasarının azaltılabileceği ve kamera önündeki buharlaşmanın azaltılabileceği de
belirtilmektedir.
Artroskopide problar, makaslar,
yakalayıcı forsepsler (grasper), bıçaklar, sütür geçiriciler, motorlu
traşlayıcı aletler, radiofrekans aletleri gibi birçok el aleti
kullanılmaktadır. Artroskopi için gerekli el aletleri cerrahın tercihine,
uygulanan prosedüre ve uygulandığı ekleme göre çeşitlilik göstermektedir.
Gerek tanısal gerekse tedavi
amaçlı artroskopinin artroskopun kendisinin ardından en önemli ikinci aleti kuşkusuz probdur.
“Artrsokopistin parmağının uzantısı” olarak bilinen prob en önemli muayene
aletidir. Temel amacı palpasyon ile yumuşak dokuların durumunun
değerlendirilmesi ve kıkırdak hasarı, menisküs ve ön çapraz bağ yırtıkları gibi
birçok patolojinin ortaya konmasıdır. Problar genel olarak 90 derece açıyla 4mm
lik bir künt uç kısım ile sonlanırlar. Belli ve sabit bir uzunluğa sahip olması
sayesinde eklem içerisindeki yapıların boyutu, derinliği ve mesafesi hakkında
fikir sahibi olunmasını sağlar. Problar ayrıca triangulasyonun öğrenilmesi,
cerrahi planlama ve eklemiçi yapıların mobilizasyonunda yararlı aletlerdir.
Koparıcı-
kesici forsepsler genellikle menissektomi gibi eklemiçi yapıların kesilerek
çıkarılmasında kullanılan aletlerdir. Ortasında çıkarılan parçanın eklem
içerisine serbestçe düşmesini sağlayan bir açıklığı vardır ve bu sayede her
seferinde forsepsi eklemden çıkarma ihtiyacı olmadan işleme devam etme olanağı
sağlar. Boyutları 3 ile 5 mm arasında değişen kesici forsepslerin sağa, sola,
yukarı, aşağı açılı ve düz seçenekleri mevcuttur. Sağa ve sola 30,45 ve 90
derece açılı forsepsler ile menisküsün anterior kısmına ulaşmak daha kolayken;
yukarı ve aşağı 15 derece açılı forsepsler menisküslerin posterior bölümünün
tutulabilmesine izin verir. Bazı kesici forsepslerin dokuların kayamasını
engelemek amacıyla kancalı uç kısımları vardır. Bu el aletleri kullanılırken
ağızlarının fazla açılarak çok geniş parçalar koparılması aletin eklem
yerlerine hasar verebileceğinden bu aletler ile küçük yumuşak doku parçalarının
eksize edilmesi önerilmektedir.
Yakalayıcı
(grasper) forsepsler eklem içi materyallerin tutulması ve çekilmesinde kullanılırlar.
Her iki ucundan veya tek çenesiyle yakalayan forsepsler bulunmaktadır.
Osteokondral parçalar gibi daha büyük intraartiküler yapıların yakalanmasında
her iki çenesi hareketli olan forsepsler daha uygundur.
Düz veya
eğri uçlu, farklı boylarda çeşitli artroskopik makas tipleri mevcuttur. Açılı
uçlu makaslar kesme sırasında dokuları makastan uzağa ittirmediklerinden düz
uçlulara göre daha kolay kullanılırlar.
Farklı
şekil ve boyları bulunan tek kullanımlık artroskopik bıçaklar ekleme giriş ve
çıkışı esnasında dokuları korumak için mutlaka bir kanül aracılığıyla
kullanılmalıdır. Birçok artroskopik bıçak eklem içinde kırılması ihtimaline
karşı kolay çıkarılabilmesi amacıyla manyetik olarak üretilmektedir.
Kullanılacakları
eklemlere göre farklı uzunluk ve çaplarda birçok kanül ve değiştirme çubuğu
bulunmaktadır. Kanüller kullanıldıkları portalden aletlerin rahatça sokulup
çıkarılabilmesine ve düğüm atma gibi işlemler sırasında yumuşak dokuların araya
girmesini engelemeye olanak sağlarlar. Değiştirme çubukları ise özellikle derin
eklemlerde çalışırken yumuşak dokulardan eklemiçine uzanan doğrultuyu
kaybetmeden kanül ve artroskopik kılıf gibi içi boş aletlerin gönderilmesini
sağlarlar.
İlk motorlu
traşlayıcı el aleti 1975 yılında Dr.Lanny Johnson tarafından kullanılan patella
traşlayıcısıdır. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte artroskopik kesici ve
traşlayıcı el aletleri, rutin artrsokopi uygulamalarında daha iyi görüntü
sağlanması ve tedavi edici amaçlarla giderek daha sıklıkla kullanılmaktadır.
Motorlu kesici ve traşlayıcı el
aletleri her ikisinde de eşleşen iki açıklığı bulunan, iç içe geçmiş iki
silindirden oluşur. İçteki silindir diğerinin içerisinde döner ve açıklığının
keskin kenarları sayesinde aspiratörle çekilen yumuşak dokuları keserek eklemin
dışarısına alır. Aynı zamanda arkalarında bulunan aspiratör girişleri ile
ayarlanabilen miktarda aspirasyon yapabilirler. İç ve dıştaki silindirlerin uç
kısımlarının şekli ve boyutu traşlayıcı aletin gücünü belirlerler. Traşlayıcı
el aletlerini kesici uç kısımlarına göre düz iç ve dış tüplüler, tırtıklı
iç-düz dış tüplüler, tırtıklı iç ve dış tüplüler olamak üzere üçe ayırmak
mümkündür. Daha büyük çaplı traşlayıcı aletler, daha geniş açıklıkları ile
dokuların çıkarılmasını kolaylaştırırlar. Sıklıkla kullanılan motorlu
traşlayıcı el aletlerinin çapları 3 ile 5.5 mm arasında değişmektedir, ancak
daha küçük eklemler için 2mm lik seçenekleri de mevcuttur. Traşlayıcı el
aletleri elle veya ayak pedalı ile kontrol edilerek saat yönüne, saat yönünün
tersine veya heriki tarafa dönüşümlü olarak rotasyonu ve kesme hızı
ayarlanabilir. Motorlu traşlayıcılar kullanıldıkları süre boyunca görüntüleme
alanı içerisinde olmalı ve sağlıklı dokulara hasar vermesi önlenmelidir. Ayrıca
motorlu traşlayıcılar kullanılırken eklemin sıvı çıkışının kapatılması sıvının
ekleme geri akmasını önleyecektir.
Yumuşak dokuyu kesmek için
tasarlanmış el aletleri 1800-2000 rpm dönüş hızında ve osilasyon modunda
optimum çalışırlar. Daha yüksek dönüş hızlarında el aletinin ucundaki açıklık
kapanacak ve yumuşak dokuların girişi için yerterli zaman kalmayacaktır, içteki
kesici silindir yumuşak dokuları kesmek yerine ittirerek dolamaya başlayacaktır.
Kemik rezeksiyonu için geliştirilen el aletleri ise 5000 rpm gibi yüksek devir
hızlarında ve öne dönüş modunda en iyi sonuç verirler. “Burr” olarak
adlandırılan bu kemik kesici aletler uç tiplerine göre silindirik veya top uçlu
olarak ayrılırlar.
Hem enfeksiyon riski hem de
uçlarının kullanımda hasar görerek küntleşmesi nedeniyle pek çok kesici ve
traşlayıcı el aleti tek kullanımlık olarak üretilmektedir. Tekrar kullanılmak
istenen kesici ve traşlayıcı el aletleri için vakalar arasında gluteraldehit; gün
sonunda ise etilen oksid ile sterilizasyon uygulanabilir. Buna rağmen yapılan
çalışmalarda resteril edilen tek kullanımlık kesici el aletlerinin yarıya
yakınında saptanabilecek oranda protein tespit edilmiş; yine yarıdan fazlasında
da kesici dişlerde gözle görünür hasar saptanmıştır.
Elektrokoter ve Radyofrekans Aletleri
Elektrokoter
ve radyofrekans aletleri yumuşak dokuların kesilmesi ve özellikle kanama
kontrolü sağlanmasında büyük rol oynarlar. Elektrokoterler direkt çıkardıkları
ısı aracılığıyla, radyofrekans (RF) aletleri ise yarattıkları yüksek frekanslı
elektromanyetik akımın dokulardan geçerken oluşturduğu ısı sonucu dokular
üzerindeki etkilerini gösterirler. Akımın aletin ucundan hastaya takılı bir
pede aktarıldığı monopolar ve aletin ucundaki iki elektrod arasında akımın
sağlandığı bipolar RF sistemleri artroskopik olarak kullanılmaktadır. RF
aletlerinin dokular üzerindeki etkisi aktarılan ısı miktarına bağlıdır. Daha
düşük ısılarda kollajenin denature olması sonucu yumuşak dokuların yaklaşık
yarısı kadar küçülmesine neden olurken, daha yüksek ısılar kollajeni tamamen
yok eder ve sıklıkla doku ablasyonu ve debridmanında kullanılırlar.